top of page

Ali Rıza Navruz


1954 Bünyan doğumludur. Muğla İşletmecilik Yüksek Okulu mezunudur. Türk musikisine ilgisinden dolayı, 40 yaşından sonra ud dersleri almaya da başlamıştır. 

 

"Sızı", "Kozmik Rüzgârı", "Sınırsız Düşlerin İdamlık Yüreği"  adlı şiir kitapları bulunan şairin,  iki ciltlik “Güfteler Antolojisi” adlı bir çalışması daha vardır.

 

ERCİYES

Halini takrire dilim dönse de
Bir ömür dinlesem seni Erciyes
Geçmişlere artık māzî dense de
Başından geçeni bilsem Erciyes

 

Seninle yaşasam o asırları
Bir ben bilsem sakladığın sırları
Ak başında esen kasırgaları
Şu bağrımda tutsak etsem Erciyes

 

Alpaslan’a selam dursak ikimiz
Kükreyince cihanı tutsa sesimiz
Sade kahve isteyince nefsimiz
Talas bağlarında içsek Erciyes

 

Yine Âşık Kerem bize uğrasa
Bu kez bizden Han Aslı’ya yol bulsa
Yanmışların duaları olmasa
Suyun akmaz, Tekir kurur Erciyes

 

Türkmen kızı yaylağına konar mı ?
Karac’oğlan gelip Elif sorar mı ?
Damağı çatlamış suya kanar mı ?
Vuslat pınarından versek Erciyes


BİR ŞİİR -  BİR ŞARKI

Aylardır bir garîbim, bir öksüzüm bir yalnız,
“Mâni oluyor hâlimi takrîre hicâbım”
Ey gökyüzünde mehtap, ey yanındaki yıldız
“Bu gece her geceden size pek çok muhtācım”

Gece  gündüz kendime sorduğum aynı soru
“Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgâr”
Nerde gülşende bülbül, akasyalarda kumru
“Bütün kuşlar vefasız, mevsim artık sonbahar”

Nice ümitlerimi yarınlarda erittim,
“Dilşâd olacak diye kaç yıl avuttu felek”
En temiz hislerimle binlerce dua ettim;
“Ne bülbül dile geldi, ne de açtı bir çiçek”

İnanırdım, hayatın sensiz tadı olmaz
“Gelme artık istemem sensizliğe alıştım”
Sanmıştım şu gönlümün açan gülleri solmaz
“Dertlere hemdert oldum, acılara karıştım”

 

bottom of page