
Yekta YILDIZ
Bünyan Türküleri
Bünyan türkülerinden bazılarını şöylece sıralayabiliriz:
Karanfilim muşta muşta
Aldın aklım bir bakışta
Ha ferişte ha ferişte
Eli karanfilli gelin
Ah eli karanfilli gelin
Başı deste güllü yarim
Ben bir güvercin olsam
Çadırın başına konsam
Soyunup koynuna girsem
Eli karanfilli gelin
Ah eli karanfilli gelin
Başı deste güllü yarim
Karanfil seni ezerler
Gerdana altın dizerler
Ah seni takınan güzeller
Eli karanfilli gelin
Ah eli karanfilli gelin
Başı deste güllü yarim
Karanfilim tutam tutam
Arasına güller katam
Halen de yalnız yatam
Eli karanfilli gelin
Ah eli karanfilli gelin
Başı deste güllü yarim
Karanfilsin kararın yok
Gonca gülsün derenin yok
Güzel senin saranın yok
Eli karanfilli gelin
Ah eli karanfilli gelin
Başı deste güllü yarim
***
Sıktırma Halayı
Karşıda kuzu yerler / karşıda kuzu yerler
Biz de varsak ne derler / biz de varsak ne derler
Otursak biz de yesek / otursak biz de yesek
Şu şunu sevmiş derler / şu şunu sevmiş derler
Hay nenni nenni nenni dost nenni nenni nenni
Sevdalım yaktın beni sürmelim yaktın beni
Karşıda harar durur / karşıda harar durur
Zülfünü tarar durur / zülfünü tarar durur
Kızın gönlü olursa / kızın gönlü olursa
Oğlanı arar bulur / oğlanı arar bulur
Hay nenni nenni nenni dost nenni nenni nenni
Sevdalım yaktın beni sürmelim yaktın beni
Karşıda Kürt evleri / karşıda Kürt evleri
Yayılır develeri / yayılır develeri
Oturmuş inek sağar / oturmuş inek sağar
Terliyor memeleri / terliyor memeleri
Hay nenni nenni nenni dost nenni nenni nenni
Sevdalım yaktın beni sürmelim yaktın beni
Karşıda oturanlar / karşıda oturanlar
Az derdim artıranlar / az derdim artıranlar
Bana bir yol gösterin / bana bir yol gösterin
Sevdadan kurtulanlar / sevdadan kurtulanlar
Hay nenni nenni nenni dost nenni nenni nenni
Sevdalım yaktın beni sürmelim yaktın beni
***
Dama attım değnekleri (yâr döne döne)
Kız ürküttün leylekleri (Ağam çelebi çelebi)
Taşlı bayır bağ olur mu (yâr döne döne)
Kara üzüm ağ olur mu (Ağam çelebi çelebi)
Komşu kızı sevenin (yâr döne döne)
Yüreğinde yağ olur mu (Ağam çelebi çelebi)
***
Zalim felek değirmenin döndü mü
Bağın bahçen sular ile doldu mu
Ben yaparım sen yıkarsın bendimi
Döne döne nöbet bize geldi mi beyler of
Yüce dağdan indirdiler al ile
Kollarımı bağladılar şal ile
Elin gönlü dünya dolu mal ile
Benim gönlüm suna boylu yâr ile beyler of
***
Bahçası daşlı Şerif’im aman aman
Gözleri yaşlı Şerif’im aman
Mustafa’mı öldürdün aman aman
Alnı da dört kaşlı Şerif’im
Aman Şerif ne diyon aman aman
Bostanı bozdum gidiyom aman
Bahçaya su bağladım aman aman
Girdim de çıkdım ağladım
Eller yârim dedikçe aman aman
Bağrıma taşlar bağladım
Aman Şerif ne diyon aman aman
Bostanı bozdum gidiyom aman
***
Kayalar kayalar yüksek kayalar
Kayanın ardında keklik yayalar
Yâr göğsün üstünde bergüzar durur
Gizli yâd ellerden nişan sayarlar
Hele hele şu yavrunun oynayışı
Irakıya meze yollayışı
Top zülüfünü tarayışı
Derya kenarında ceylan avlarım
Ben gönlümü altın tele bağlarım
Gül yârimin göçü yüklenmiş gider
Ardı sıra bakar bakar ağlarım
Hele hele şu yavrunun oynayışı
Irakıya meze yollayışı
Top zülüfünü tarayışı
***
Seher yeli her yellerin başısın
Sabah olsun tan yerleri ışısın
Çiğ düşsün de gül memeler üşüsün
Yârin ağ göğsünü döğ seher yeli
Sen de muradına er seher yeli
Nasıl methedeyim sultanım seni
Gidersen Bünyan’a da var seher yeli
Ne söyler sultanım bir haber getir
Yârin ağ göğsünü döğ seher yeli
Sen de muradına er seher yeli
Benim yârim güzellerin esmeri
Gādir Mevlâm bu sevdadan kes beni
İlet yârin kapısına as beni
Yârin ağ göğsünü döğ seher yeli
Sen de muradına er seher yeli
Benim yârim güzellerin hurisi
Bilemedin benim yârim hangisi
Orta boylu da karayağız kendisi
Yârin ağ göğsünü döğ seher yeli
Sen de muradına er seher yeli
Sen seher yelisin de gider gelmezsin
Gelirsen de bana bākî kalmazsın
Bizi ayıranlar murat almasın
Yârin ağ göğsünü döğ seher yeli
Sen de muradına er seher yeli
***
Odaları kadaklı
Çıraları budaklı
Ben sana varır mıyım
Anan deve dudaklı
Hey lili yâr lili lili
Kişe tavuğum kişe
Köşelere gün düşe
Kaynana tuzak kurmuş
İnşallah kendi düşe
Hey lili yâr lili lili
Câmileri kilimli
Tut kaynana dilini
Şimdi oğlun gelince
Kırar kambur belini
Hey lili yâr lili lili
Damda çayır yolarım
Parmağıma dolarım
Çok söyleme kaynana
Saçlarını yolarım
Hey lili yâr lili lili
***
Kadifeli yastık kadifeli yorgan yer yumşak
Emmim oğlu yanıma geldi bir uşak
Öpmesi yok sevmesi yok konuşak
Ana beni niye verdin çocuğa
Oynar oynar taş doldurur kucağa
Sabah olur papuçunu giyemez
Akşam olur yemeğini yiyemez
Karanlıkta yatağını bulamaz
Ana beni niye verdin çocuğa
Oynar oynar taş doldurur kucağa
Sabah olur çocuk gider oyuna
Oynar oynar kum doldurur koynuna
Beni verenlerin vebal boynuna
Ana beni niye verdin çocuğa
Oynar oynar taş doldurur kucağa
***
Garadır kaşların ela getirir
O güzellik başa bela getirir
O kaşınan o göz sende var iken
Ölmüş ölüleri dile getirir
Evlerinin önü bir kötü yokuş
Gız kurban olurum o nasıl bakış
Halının üstüne döktüğün nakış
İlm’atan (ilmek atan) eline gurban olurum
Güzele söyleyin aksın durulsun
Toprakları garış garış yarılsın
Herkes sevdiğine sıkı sarılsın
Ahirette sorgu sual yoğimiş
***
Keten gömlek fifili nineler
Nerden aldın bu dili nineler
Aman aman nineler
İncelekten un eler
Nazlı yarini görmüş
Düz yollarda sendeler
Bu dil buranın değil nineler
İstanbul’un bülbülü nineler
Aman aman nineler
İncelekten un eler
Nazlı yarini görmüş
Düz yollarda sendeler
Keten gömlek murayı nineler
Satınm’aldın burayı nineler
Aman aman nineler
İncelekten un eler
Nazlı yarini görmüş
Düz yollarda sendeler
Çok salınma sevdiğim nineler
Sana vermem burayı nineler
Aman aman nineler
İncelekten un eler
Nazlı yarini görmüş
Düz yollarda sendeler
Şu dağları aşmalı çifte camız koşmalı
Yâr askere gidince ah suna boylum yörü
Kiminen konuşmalı öldürüyon beni
Yâr yörü yörü gız yörü yörü sallanmanın yeri
Gız nişanlın geliyor kostak kostak yörü
Poşunu eğdirmişsin kaşına değdirmişsin
Pek de güzel değilsin Navruz gelin yörü
Kendini sevdirmişsin öldürdün beni
Yâr yörü yörü gız yörü yörü sallanmanın yeri
Gız nişanlın geliyor kostak kostak yörü
Ekine firez derler güzele beyaz derler
Her kime derdim yansam da Navruz gelin yörü
Yana yana gez derlerde öldürdün beni
Yâr yörü yörü gız yörü yörü sallanmanın yeri
Gız nişanlın geliyor kostak kostak yörü
Asmada yeşil yaprak başında kara papak
Sarılalım yatalım da Navruz gelin yörü
Sonumuz kara toprak öldürüyon beni
Yâr yörü yörü gız yörü yörü sallanmanın yeri
Gız nişanlın geliyor kostak kostak yörü
Oğlan kakilin ne çok şapkayın altına sok
Şu nazardan korkman mı da Navruz gelin yörü
Nazarın işleri çok öldürüyon beni
Yâr yörü yörü gız yörü yörü sallanmanın yeri
Gız nişanlın geliyor kostak kostak yörü
Şu dağların karı var hep ellerin yârı var
Sen ağlama sevdiğim de Navruz gelin yörü
Ben ağlasam yeri var öldürüyon beni
Yâr yörü yörü gız yörü yörü sallanmanın yeri
Gız nişanlın geliyor kostak kostak yörü
***
Çadırına vardım elinde küğlek
Sıvamış kolları ne beyaz bilek
El ele verek de gel bize gidek
Ver gelin elmayı ben gider oldum
Sılayı vatanı terk eder oldum
Çadırına vardım çadırı kıldan
Yüzünde poşusu yanağı gülden
Ölürüm ayrılmam gül yüzlü yardan
Ver gelin elmayı ben gider oldum
Sılayı vatanı terk eder oldum
***
(Bozlak)
Çıkıp çıkıp Kayabaşı’n gezmeli
İnip Şahsanem’de bade süzmeli
Anam hep kara çarlı da sarı yazmalı
Güzelleri burdan geçer Bünyan’ın
Bünyan’ın önünde Bük’ün deresi
Çok yalvardım vermedi de dedesi
Kayapınar yolu gelin kız dolu
Güzelleri burdan geçer Bünyan’ın
Büklüm büklüm olmuş Başgöl’ün yolu
Vel’evine dökülür içilmez suyu
Arap atına da benzer güzelin huyu
Güzelleri burdan geçer Bünyan’ın
***
(Kına Türküsü)
Elekten elen kınamı
Bağlayın soyka valamı
Çağırın gelin anamı
İşte koyup gidiyorum
Gidiyorum elinizden
Kurtulayım dilinizden
Yeşil başlı ördek olsam
Bir su içmem gölünüzden
Tuz kabını tuzsuz koyan
Böyüg evi ıssız koyan
Anasını kızsız koyan
İşte koyup gidiyorum
Esvap yuduğum pınarlar
Yuyup serdiğim duvarlar
Vakti gelince kovarlar
İşte koyup gidiyorum
***
Of ooof
Akşam aşıp gidiyor
Fikrim şaşıp gidiyor
Ela gözlü sevdiğim
Dağları aşıp gidiyor keklik
Aman keklik yaman keklik
Çil keklik aman
Çık dağların başına da
Öt keklik aman
Gak gak gubalak
Gubalak gubalak
Öt keklik aman
Of ooof
Akşam harede kaldı
Fitil yarede kaldı
Ela gözlü sevdiğim
Bilmem nerede kaldı keklik
Aman keklik yaman keklik
Çil keklik aman
Çık dağların başına da
Öt keklik aman
Gak gak gubalak
Gubalak gubalak
Öt keklik aman
***
Omuz halayı
Oduncular dağdan odun endirir
Yüğrük sular değirmeni döndürür
Kız oğlanın sulağını kandırır
Hayıflar zulumlar şahme benlimiz
Bu yıl pek zulum var yedi benlimiz
Şahme benlim bu yıl burda kışlasın
Has gülün yerine diken aşlasın
Küçücük yavruyu Hakk bağışlasın
Hayıflar zulumlar şahme benlimiz
Bu yıl pek zulum var yedi benlimiz
***
Dağdan yuvarlandı kayalarımız
Gam ile yoğruldu mayalarımız
N'ola taş doğuraydı analarımız
Mektupların dizime de kaküllerin yüzüme
Ne dedim de darıldın hiç bakmıyon yüzüme
Çarşıdan aldım da allı yaşmağım
Gelin olduğuma ben de pişmanım
Kayseri’nin bir yarısı düşmanım
Mektupların dizime de kaküllerin yüzüme
Ne dedim de darıldın hiç bakmıyon yüzüme
Çarşıdan aldım da el kadar astar
Nerde güzel görsem kocası asker
Asker kadınları yârini ister
Mektupların dizime de kaküllerin yüzüme
Ne dedim de darıldın hiç bakmıyon yüzüme
***
Akşamdan başladı dipi
Ayağında halı ipi
Acep götürdü mü dilki
Bizim tavığı gördünüz mü
Çay içerdim demli demli
Yem atardım nemli nemli
Elbaşı’dan Osman Emmi
Bizim tavığı gördünüz mü
Üçü tavık biri horuz
Nasıl yedin bire doňuz
Ağcalı’dan Hacı Yunus
Bizim tavığı gördünüz mü
Yakın Girveli’nin yolu
Getiririm garagolu
Hassa’dan Mulla’nın oğlu
Bizim tavığı gördünüz mü
Akşamdan içirdim ayran
Ötüşüne oldum hayran
Güllüce’den Deli Bayram
Bizim tavığı gördünüz mü
Yayık yaydım oldu hekir
Onu yedi bizim tekir
Bünyan’dan da Haydar Bekir
Bizim tavığı gördünüz mü
Bu gün günlerden de Salı
N’olacak milletin hali
Kayseri’de koca vali
Bizim tavığı gördünüz mü
Samanlıkta belli yerin
Sözlerimi sana derim
Angara’da Nihat Erim
Bizim tavığı gördünüz mü
***
Nallı kır atıma yol mu dayanır
Asker uşakları (kız anam) erken uyanır
Bünyan uşağına can mı dayanır
Doğurmaz olaydın (kız anam) başım belalı
Evlerinin önü çevirme de çardağı
Kız elinde gezdirir ırakı da bardağı
Senden ırakısı benden anam konyağı
Doğurmaz olaydın (kız anam) başım belalı
***
Misket ayağından olan aşağıdaki Bünyan türküsünün hikâyesi ise şöyle: Bundan yıllar önce, genç ve orta yaşlılar arasında uzun kış gecelerinin en belli başlı oyunlarından birisi de “ceviz oyunu” idi. O yıllarda ceviz ağacı çok ve ürün bereketli idi. Her bir yetişkin ağaçtan 10 – 15 çuval ceviz elde edilirdi. Genç ve orta yaş grubu kişiler her gece belirlenen yerde toplanıp ceviz oynarlardı. Getirdikleri torbalar dolusu cevizler bir gece boyunca el değiştirir, kimisi mutlu, kimisi ise ümidini bir sonraki geceye saklayarak evlerine dönerlerdi.
O yıllarda, genç ve güzel bir kızı, yaşça kendisinden küçük ve ceviz oyunu tutkunu bir erkekle nişanlarlar. Bu nişanlılık döneminde erkeğin nişanlısını görmeğe gitmek aklına gelmez. Tüm düşüncesi ceviz oynamaktır.
Bir gün kız, nişanlısına haber göndererek yanına çağırır. Gizlice kızın evine giren delikanlı, ya mahcubiyetinden veya nasıl davranacağını bilmediğinden mahcup mahcup oturur ve yanında getirdiği ceviz torbasından çıkardığı cevizleri bir birine vurarak oynamağa başlar ve kızla istenilen şekilde ilgilenmez. Nişanlısı gittikten sonra kız aşağıdaki türküyle duygularını dile getirir.
Ceviz oynamaya gelmiş odama
(Odama da yavrum odama)
Nişanlın da bu mu derler adama
(Adama da yavrum adama)
Dayanamam senin kara sevdana
(Amman)
Aman aman olmuyor
Eş eşini bulmuyor
Kara yağız genç oğlan
Niye gönlün olmuyor