top of page

Mehmet Türk (Âşık Türk)

 

1905 yılında Bünyan’ın Kululu köyünde doğdu. Küçük yaşta şiire başlayan şairin eğitimi yoktur. Köy imamından öğrendiği eski yazı ile şiirlerini bir defterde toplamıştır. Arada bir saz eşliğinde şiirler de söyleyen şair, “âşıklar” arasına katılmamıştır. Felç geçirdikten sonra saz çalmayı bırakmıştır.

 

GÖNÜL

Varma gönül sarpa, yol baş edilmez
Arş-ı âlâ yüksek el baş edilmez
Coşkun derelerde sel baş edilmez
Durup akıbetin gözlemeyince

 

Aman gönül, düze, sarp dağlar fena
Nice zahmet verir ten ile cane
Asılsız yürüyen kimse dîvâne
Her şeyi öğrenip izlemeyince

 

Bazı ehil bulur usludur uslu
Dünyayı sorarsan yalandır aslı
Son hesap altında, burası üstü
Çok kâmilsin İblis bizlemeyince

 

Aman gönül gülme, dünya davası
Geriden gelecek günün karası
Kalbinde taşlama Şeytan hilesi
Hak korkusun kalpte gizlemeyince

 

Âşık Türk de der ki zamanın figan
Şeytanlıkta mahir anadan doğan
Gelir zaman, gelir geçer bu kıvam
Ot bile yeşermez yazlanmayınca

 

Bir başka şiirinde ise, toplumdaki yanlış davranışlar içerisinde olan insanları konu edinmiştir:

 

OLDU

 

Neden azıp gider milletin hāli
Dulda vermez oldu her ağaç dalı
Bul da gösterelim bir ıslah kulu
Arasan bir tane bulunmaz oldu

 

Kimsenin kimseye geçmiyor sözü
Doğruluğa yakın gitmiyor özü
Şeytan yularlamış gezdirir bizi
Fenalığın önü alınmaz oldu

 

Sanki duman çökmüş bir şey görünmez
Sel bozuldu önlerine durulmaz
Yük olmazsa zırlayanlar durulmaz
Kâmil ile cāhil bilinmez oldu

 

Acep neden oldu kaldık serbese
Herkes kulağını tutmakta sese
Çiftçi modul takmaz oldu mesese
Öküzler tarlaya yürümez oldu

 

Kaldırıldı sopa vahşiler şendir
Bu zaman zaptetmez zincirle kendir
Durma, kanun oku, kendini kandır
Harp silahı elden alınmaz oldu

 

Kimse kulak tutmaz bir fenā işe
Boşboğazlar bekler hep köşe köşe
Vaziyet gelmezdi hayâle düşe
Mazlumların hakkı alınmaz oldu

 

Âşık Türk de der ki gün be gün beter
Âlimler tek yürür, avamlar katar
Sofular deveyi bir lüpte yutar
Hiçbir şeyin önü alınmaz oldu

 

bottom of page