top of page

Meydani (İdris Eroğlu)

1942 yılında Bünyan'ın Küçük Tuzhisar köyünde doğdu. Okul eğitimi görmeyen, üç yıl kuran kurslarına devam eden Eroğlu, bir süre köy imamlığı ve bir sürede çobanlık yaptı. Çobanlık yaptığı günlerde, rüyasında pir elinden dolu içtiğini söyler. Saz çalmasını kendi kendine öğrenmiştir. Yurt içinde aşıklar bayramında bir çok şairle atışma yapmıştır.


Fakirler toprak locası
Tutar çaresiz çaresiz
Dumansız yanar bacası
Tüter çaresiz çaresiz

 

Dar derler ahlâk açısı
Tutmazlar ki köy bekçisi
Varsa elde tek keçisi
Satar çaresiz çaresiz

 

Ah fakirin hali harap
Ekmek için olduk türap
Uyanmaz ki tembel Arap
Yatar çaresiz çaresiz

 

Süremez ki köy merası
Bulamaz ki çay parası
Fakirin taşlı tarlası
Biter çaresiz çaresiz

 

İk’olmaz fakirin biri
Etsiz ekmek olsa bari
Yavan aşa tuz biberi
Katar çaresiz çaresiz

 

Fakirin hiç gülmez yüzü
Kimselere geçmez sözü
Meydânî’nin dertli sazı
Öter çaresiz çaresiz


***


Gönül bahçesine rayhalar katak
Sen o yandan, ben bu yandan sevdiğim
Uzat ellerini güneşi tutak
Sen o yandan, ben bu yandan sevdiğim

 

Rüzgârlar esmesin bulut ağmasın
Aşkın bana yeter, yağmur yağmasın
Durdurak dünyayı güneş doğmasın
Sen o yandan, ben bu yandan sevdiğim

 

Meydânî, Merih’te yayla yaylayak
Türküler söylensin coşak, çağlayak
Yıldızları yıldızlara bağlayak
Sen o yandan, ben bu yandan sevdiğim

 

***

Gönlümün kekliği seni
Tutar eller demedim mi
Kıymetini bilmez eller
Atar eller demedim mi

 

Gülsün eller güle güle
Zulmettiler bile bile
Altın iken seni pula
Satar eller demedim mi

 

Dayanmaz eller nazına
Kimseler bakmaz yüzüne
Diken diken dost gözüne
Batar eller demedim mi

 

Yandı özüm içtim meyden
Su vermez ki dostlar çaydan
Duman duman garip Meydan
Tüter eller demedim mi

 

bottom of page