top of page

Bünyani (Yekta Yıldız)

 

1939 yılında Bünyan’da doğdu. İlkokul ile ortaokulun ikinci sınıfına kadar Bünyan’da okudu. Öğretmensizlik nedeniyle okulun kapatılması üzerine Kayseri Lisesi’nde orta öğrenimini tamamladı. Ankara D.T.C.Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümünden mezun olarak, çeşitli okullarda 37 yıldan fazla öğretmenlik ve idarecilik yaptıktan sonra emekli oldu.


Önceleri Beş Hececiler tarzında ve aruzla şiirler yazmışsa da, daha sonra kendi iç dünyasına uygun olan âşık tarzını tercih etmiştir. Çeşitli gazete, dergi ve antolojilerde yayınlanan şiirlerini “HASRET BAĞRIMIZA BAĞDAŞ KURDU” adlı bir kitapta yayınlamıştır.

BÜNYAN 

Gözüm açtım toprağında taşında
Damarımda akan kanımsın Bünyan 
Gençliği yaşadım Kayabaşı’nda
Şu fânî bedende canımsın Bünyan

Rüzgârın başımda esti delice
Doğup büyüdüğüm yerdi Yenice
Kaz Irmağı fabrikaya gelince
Karanlık gecede günümsün Bünyan

Şahsenem’den çıktım Selamkaya’ya
Güzellerin lüzum görmez boyaya
Nakış nakış işlenirsin oyaya
Dilime dolanan ünümsün Bünyan

 

Halılarda ilmek ilmek dokundun
Şiirlerde mısra mısra okundun
Yârim gibi yüreğime yakındın
Yeşiller içinde alımsın Bünyan

 

Şeşe’den keserdim hevenk üzümü
Büngüldek’te yurdum her gün yüzümü
Çipilli’nin suyu besler özümü
İlçeler içinde şanımsın Bünyan

 

Bünyânî lakabın adından aldı
Sevdalı başını dertlere saldı
Her yanında tatlı hatıram kaldı
Çiçekler içinde gülümsün Bünyan


***


Şu dertli başımı koyup göğsüne
Son uykuma orda varmak isterim
Durmadan kanayan gönül yaramı
Senin ellerinle sarmak isterim

 

Sırtıma yükledim nice yılları
Bıkmadan gözledim uzun yolları
Boynuna dolayıp yorgun kolları
Kıyamete kadar durmak isterim

 

Geçse de aradan aylar seneler
Gönlüm hasretinle daima inler
Sonunda hep sana kavuşmak diler
Bir ümit var mıdır sormak isterim

 

Umudum sendedir kalmadı takat
İster kabul buyur ister kaldır at
Gördüğüm rüyadır bilirim fakat
Senin tabirinle yormak isterim

 

Bünyânî nağmeler gönül telimde
Arzum kaldı benim gonca gülümde
Bir Ferhat olup da kazma elimde
O yalçın dağları yarmak isterim

 

***

                                            - Hasretî’ye nazîre -

Ne figan edersin bîçâre gönül
Kış ayında güller açar sabreyle
Hikmetinden sual olunmaz derler
Allah’ın rahmeti coşar sabreyle

 

Kibir sultanını indir tahtından
Kimse kurtulamaz kendi bahtından
Önce kul ol, sonra dönme ahdinden
Allah’ın rahmeti coşar sabreyle

 

Bünyânî,  fakire uzat elini
Kopartma kimsenin gönül telini
Kötü söz söyleme tut da dilini
Allah’ın rahmeti coşar sabreyle 


                                                        -Kızım Işık’a-


Van’ın dağlarına saldım kuzumu
Özalp ilçesinde kodum kızımı
Dindiremez kimse gönül sızımı
Dökül ey gözyaşım bana sırdaş ol

 

Kış gelince başlar kar ile boran
Acep var mı orda hatırın soran
Gözümde birikip akmadan duran
Dökül ey gözyaşım bana sırdaş ol

 

Ağzımızı bıçak açmaz nicedir
Adın dilimizden düşmez hecedir
Işık yok her saat bize gecedir
Dökül ey gözyaşım bana sırdaş ol

 

Bünyânî hasretle kızını anar
Yüreğinde sönmez bir ateş yanar
Dalsız ağaca hiç kuşlar mı konar
Dökül ey gözyaşım bana sırdaş ol

 

***

Tellerim kırıldı düzenim tutmaz
Mızrabını sertçe vurma ne olur
Aşıklar sazını kenara atmaz
Kulağımı büküp yorma ne olur

 

Perdeme parmak bas derdin bileyim
Senin için Hakk’tan şifa dileyim
İstediğin havalara geleyim
El gibi karşımda durma ne olur

 

Birlikte ağladık birlikte güldük
Kimi gün yaşayıp kimi gün öldük
Uykuyu tüneği yarıya böldük
Bünyânî isyana varma ne olur

 

***

Ey başı dumanlı şu yüce dağlar
Yol verin yârime gidesim geldi
Bir nice zamandır haberin almam
Varıp da hallerin sorasım geldi

 

Düz müdür konağı yoksa dağ mıdır
Diken mi bahçesi acep bağ mıdır
Hoş mudur yüreği canı sağ mıdır
Gözümle görüp de bilesim geldi

 

Bünyânî feleğin elinden zârî
Bırakın dostuma gideyim bari
Bağrıma basıp da o nazlı yâri
Yüzümü yüzüne süresim geldi


***

Bilirim bitmeyecek ömrüm içinde bu elem
Şu ağarmış saçımın telleri ettikçe sitem
Gelen olmaz o uzak yollara baksam da yine
Sürecek sonsuza dek belki de hergünki çilem

. .  - - /. .  - - / . .  - - / . .  -
aruzun 3 feilâtün  / 1 feilün  kalıbıyla   

 

Sensiz geçen yıllardan geriye kalana bak
Alnımda bir çok çizgi saçlarımsa tümden ak
Sonbaharda açılan ömrümün tek gülünü
Mazinin anısına kopar da göğsüne tak

 

***

Sen,
Karsın benim dünyamda
Ap-ak yumuşacık.
Yağmursun sicim sicim.
Ben, susamış toprağım;
Kavrulmuş, çatlak çatlak,
Darmadağın…
Gel,
Doyur beni,
Gider susuzluğumu.
Seninle duyabilirim ancak
Özlediğim mutluluğumu.
Bir hiçim sensiz,
Bir avuç toprak..
Birleştiğimiz an seninle,
Yeşerir bende yaprak..
Gel,
Gel artık !..
Bu kupkuru dünyamda
Yağmurum ol,
Karım ol…

bottom of page