top of page

Hasan Aşık

1915 yılında Bünyan’ın Karakaya köyünde doğdu. Mehmet Ağa’nın oğludur. Okuma yazmayı sonradan kendi kendine öğrendi. Şiir yazma yeteneğinin babasından geçtiği söylenir. İlk şiirlerinde “Aşık” mahlâsını, daha sonraki şiirlerinde “Meçhûlî”, son şiirlerinde ise “Gıyâbî” mahlaslarını kullandı. Tasavvufî konulara ilgi duymaktadır.


GELSİN

Zayettim aklımı nesne bilemem
Dönüm noktasında kaldım gülemem
Azdı yaralarım merhem bulamam
Lokman denen sitemkâre di gelsin

 

Hayli yıllar yollarını bekledim
Günden güne derdi derde ekledim
Dost diye beklerim sırrın saklarım
Dermen denen mātemkâre di gelsin

 

Cihan manzaralı vîrandır hanım

Derin yaralarım sızılar canım
Muhannet gülüyken māmur vîranım
Devran denen hüsünkâre di gelsin

 

Bünyem salim amma gönlüm hastadır

Tükenmeyen bir silinmez yastadır
Bir dost için kulaklarım sestedir
Ferman denen hazinkâre di gelsin

AVARE

Bir suyu soğulmuş değirmen gibi
Çarkım dönmez oldu taşım āvāre
Sitemim sonuçsuz bir ferman gibi
Yüzüm gülmez oldu başım āvāre

 

Ne gecem gecedir ne de gündüzüm
Uçurdum baharı yok yazım güzüm
Dışım hayâl meyal kan ağlar gözüm
Perîşan halimden işim āvāre

 

Ayrıyım diyardan sezemez oldum
Bu sevdā-yı hārdan gezemez oldum
Bir çilekeş yardan yazamaz oldum
O zālim elinden kışım āvāre

 

Âşığın esrārı denilmez imiş
Denilse de çāre bulunmaz imiş
Sevginin sonucu görünmez imiş
Yıllar yılı geçen düşüm āvāre

 

MEĞER

 

Aşk u sevdā sandığımız
Esrārengiz mâşuk imiş
Mâşuk diye yandığımız
Meğer bize âşık imiş

 

Âşık onda mâşuk onda
Seyredermiş aynasında
Meçhul olan şu sinemde
Âşık mâşuk mihman imiş

 

Ayan sabit âleminde
Kavli sābit kalanında
Tekerrür nazarı canda
Çile ikram eder imiş

 

Sādık dostlar nittiğimi
Gayrı yola gittiğimi
Kime mihnet ettiğimi
Bizden gayrı kim bilirmiş

bottom of page