top of page

Kayseri'de Kullanılan Deyimler:

Yöre, yerel ağzı deyimler yönünden zengindir. Renkli ve özgün bir folklara sahip Afşarların, kapalı bir toplumsal yapı sürdüren Çerkezlerin deyiş özellikleri, zengin anlatım ve düş güçleri deyimlere yansımıştır. Çevredeki olaylardan, doğadan, sesten esinlenerek yaratılan deyimler, dile renk ve anlatım kolaylığı sağlamaktadır.

 

Deyimlerden örnekler:


A

 

  • “Abbas’tan başka kırk kırığı var”  düşüp kalktığı, tanığı çok kişi var

  • “Abdulla’nın hayadında gezmek” uygun olmayan yerlerde bulunmak

  • “abla desen alınır, siddi desen salınır”

  • “ağır otur batman götür”

  • “ağaca bıçkı, dibine fışkı”

  • “ağız ağız değil, müneccim büzüğü” dediği hemen çıkar

  • “ağızlıklı” :hemen evlenebilecek çağda olan gençler

  • “ağzı cıvık” sır saklamayan

  • “ağzında eşek boku ıslanmaz”

  • “ağzını mezelemek” söyleneni alaylı olarak tekrarlamak

  • “aklı bir boka ermez, götü sakız çiğner.” 

  • “aklında keser kaçığı olmak” aklı ile arası olmamak

  • “alağazlık etmek” boşboğazlık yapmak

  • “alı yeşili üstüne dökülmek” : genç yaşta ölmek

  • “Ali Hoca’nın mıddık, öyle de battık, böyle de battık”

  • “Ali’ye edik, Veli’ye düdük etmek” herhangi bir şeyin kıymetini bilmeden etrafa dağıtmak

  • “Ali Hoca’ya okuttuk, eskisinden de bok ettik” 

  • “alı feri yok”  ne yapacağı belli değil

  • “al sana bir kaya nerene dayarsan daya” yoruma açık söz söyleme veya fiilde bulunma

  • “altı aylık seyisliği var, kırk yıllık at boku karıştırır”

  • “altı saksı kırığı çıktı” düşündüğüm gibi olmadı

  • “altını üç cevize indirdi” yaptığı işi değersiz kıldı

  • “a. biti taşşak kehlesi” kadınlara çok düşkün

  • “anan doğururken çenene mi sıçtı” gevezeler için söylenir

  • “ananın a.ını babandan daha mı iyi bileceeen”

  • “aslını bilirim neslin okunmaz”

  • “anişik donu düşük” pejmürde kılıklı

  • “aptalın eşeği zomburdamış da keşke kopsan demiş” 

  • “aştan çıkmaz kel çömçe” her işe karışan

  • “at kaderi, it kaderi, ille de avrat kaderi”

  • “avrat tuz deyince herifin götü cız diyor” parası olmayan erkekler için söylenir

  • “avrat asiye”  her türlü kadın işlerine aklı eren ve elinden gelen erkekler için söylenir

  • “ayrı sıç, ayrı bokun belli olsun” herkes kendi başına iş yapsın

  • “azatlama sıpa gibi” nereye gidip ne yapacağını bilemeyen

  • “az zamanın haccabbası değel” yaşı geçkin, her şeye aklı eren

 

B

 

  • “babaaaň anaaaň aşını içiyim” şaşırma deyimi

  • “babaaaň anaaaň çarığına tükürüyüm” hayret deyimi

  • “babaaaň ağzına bal gayıyım” şaşırma sonucu küfretmemek için denilir

  • “bannaaaňı  içinde yi” çok lezzetli olmuş anlamında

  • “başı feniklemek”     başı dönmek

  • “başına cuğlaşmak”     başına üşüşmek

  • “başından gunnucu etmek”      başının etini yemek

  • “başında debirana dövmek”     başında gürültü etmek

  • “beceneğine basmak” kızdırmak

  • “bekleye bekleye gözü pötledi” 

  • “ben diyom Çanakkale boğazı, sen diyoň götümün ağzı”

  • “bıyığına osurmak”     karşı tarafa çıkar sağlamamak

  • “bir atımlık otu, bir s.kimlik götü var”

  • “bir cibitte yapmak” çabucak halletmek

  • “bir düdüğü, bir güdüğü”     çocuklu dul kadın

  • “bir kucak sapına harman aramak”

  • “boklu da sidikliye güler”

  • “bokuna basmış ayı gibi sokranmak”

  • “bozulak da düzülek” yeniden bir düzen verelim

  • “burnuna bok küreği yetmez oldu”     çok kibirlendi

  • “burnunda kavurga gibi tütmek”     çok özlemek

  • “büzüğü üçbuçuk atmak”     telaşlanmak

 

C

  • “cak diye yatmak”  birden düşmek

  • “camız sıçmış, teker üstünden geçmiş” birbirine benzeyen iki kötü kişi için kullanılır 

  • “camızın suya sıçtığı gibi laf söyleyip etrafa sıçratmak”

  • “canı götünde”

  • “carı carı”     çabuk çabuk

  • “cebi bir avuç osuruk dolu”     parası olmayıp da hava atanlar için söylenir

  • “cembir cembir çekişmek”     yüksek sesle karşısında ile çekişmek

  • “ceviz çuvalı gibi haşırdamak”

  • “cıbıbık çığırtmak”      bar bar bağırtmak

  • “cılhını çıkarmak” suyunu çıkarmak, eline yüzüne bulaştırmak

  • “cızılamaz kağnı” çok yavaş hareket eden

  • “ciciği gevşemek” yelkenleri suya indirmek

  • “culuğu sarkmak”  cinsel arzu duymak

  • “cüddesine bakma”  kalıbına bakma

 

Ç

  • “çaldakıl olmak” sataşmak

  • “çalgeçir yapmak” düğüm atmak

  • “çapağını alayım derken gözünü çıkartmak”

  • “çavdar unu yağır değgini”     kara kuru kişiler için söylenir

  • “çelpeşik gelmek”     uygun gelmemek

  • “çerçi boncuğu gibi dizilmek”

  • “çıktığı deliği görmek”     gerdeğe girmek

  • “çıtçıdıya koyup āleme dağıtmak”     saklanması gereken bir şeyi herkese duyurmak

  • “çit demeden ç.liği eğilmek”     çabucak küsenler için söylenir

  • “çöküştüre çöküştüre”  üstüne basa basa

  • “çükünü kedi kapsa pist diyemez”

  • “çükü daşşağına denk, götü trampet çalıyor”     hiçbir şeye ihtiyacı olmayanlar

  • “çürük götüne bakmaz, Mollağacına (Mollahacı köyü) düğüne gider”

  • “çüş deyip de gönlü kalacağına, zır de de anırsın”

 

D

  • “dabakhaneye bok mu yetiştireceksin”      çok hızlı gidenler için söylenir

  • “dala dala uyumak”  : derin derin uyumak

  • “dalak yemiş it eniği gibi” ağzı yüzü bulaşık çocuklar için söylenir

  • “dal öğlenin sıcağı” tam öğle vakti

  • “dam yuvağı gibi”  boysuz ve şişman

  • “debirana dövmek” gürültü yapmak

  • “deliye yel, eline bel vermek” karşısındakini başka birine karşı kışkırtmak

  • “delmeli dakmalı söz söylemek”  yalan yanlış konuşmak

  • “derdi depeleği büyük” derdi ve problemleri çok

  • “dıdığı sarkmak” suratı asılmak

  • “dımığı s.kilmek” çok eziyet çekmek

  • “dırdıbıt çıkarmak”  niza’ çıkartmak

  • “diğir diğir”  diri, taze, sert, pörsümemiş

  • “dili dişi kitlenmek”     bayılmak

  • “dili götüne gitmek”    utancından konuşamamak

  • “dim durdurmak” ayakta durmak

  • “dinneee dağılmak”     eşlerden birinin ölümüyle, evin düzeninin bozulması

  • “diremini it yese gudurur” çok ağır söz söylemek

  • “doğru nâli teki değil” hafif meşrep kadın

  • “don desem ayıp, tuman desem ayıp; kaynatamın taşşak torbası”

  • “dönen değirmenin boğazına bok atmak”     doğru yapılan bir işi bozmak

  • “dul avrat dölü” herkese yaltaklanan, herkesten bir şeyler bekleyen

  • “dul avrat gönlü gibi” bazen açıp, bazen kapayan havalar için söylenir.

  • “düttürü Leyla” giyim ve kuşamıyla hoppa kadın

  • “düşümü azdırıyor, suyumu gızdırmıyor”

 

E

 

  • “ebabilin burca tohandığı gibi” bir ara uğrayıp geçti

  • “eğirdiğini ele, savurduğunu yele verdi”     emeklerini heba etti

  • “ekmeği yağlı, eşeği ahırda bağlı”     dört başı mamur

  • “ekmekçi emmin verirse” karşı tarafın razı olacağını mı sanırsın

  • “elini yüzünü itler yalasın”

  • “eli elinin üstünde, iki eli a.ının üstünde” iş yapmadan oturan kadınlar için söylenir

  • “elinden kabuklu ceviz yenmez” çok pasaklı

  • “enikken kulağını kesmedim ya” nasıl bir karaktere sahip olduğunu nereden bileyim

  • “er düzeldi ömür bitti, sac düzeldi hamur bitti.”

  • “eşeği götünden yer ki boku dökülmesin diye” çok cimri

  • “eşeği sattım, çüş çüşünden kurtuldum” elimden çıkardıysam da rahat ettim

  • “eteeeni biline çalmak” hazırlık yapmak

  • “etleri gicişmek” canı dayak istemek

  • “evşenliği”  evin hanımı

 

F

 

  • “fasır fasır” fısır fısır

  • “fırfırı mezhepli” çok çabuk karar değiştiren

  • “fırığı yelli”     hemen gücenen ve kızan

 

G

  • “gavur a.ı gibi yanıyor” çok sıcak

  • “gavur kim dayım kim bilemedim”     kimin ne olduğunu anlayamadım

  • “gaydeli gaydeli yürümek”     salını salını yürümek

  • “gebbirtiye gitmek”   ayak patırtısına gitmek,  herkesin sözüne uymak

  • “gece müftüsü” geceleri, kocasını kayınvalidesine karşı dolduran gelin

  • “gep diye gitmek” birden ölmek

  • “getirdiği su, götünün bokunu yıkamaya yetmez” 

  • “gıdağı gıdağına gelmek” ucu ucuna gelmek

  • “gıdım gıdım”   azar azar

  • “gıf gıf eğilmek” hizmette kusur etmemek

  • “gırık dölü” : piç

  • “götünde balta sapı doğrulur” artık çocuk değil, koca adam oldu anlamında

  • “götüne cıngırdak takmak”  kendi olumsuz yanını ortaya dökmek

  • “göt üstü göçmek”  takatsiz kalıp oturuvermek

  • “gözü belermek”  çok zayıflamak

  • “gözü lep diye açılmak” uyuşukluğu üzerinden atıvermek

  • “gözünden kavurga gibi dökmek”  ağlamak

  • “gözün kibrit mi ?”  nazarı değenler için söylenir

  • “gözünü yivindirmek” başkasının göremeyeceği şekilde gizlice hareket etmek

  • “gözüyün bebeğini yiyim”

  • “güttüğü bir keçi, ıslığı dağı taşı tutuyor”

  • “güz biliği”   zayıf ve çelimsiz kişiler için kullanılır


H

  • “hağunu indirmek”  kadının cinsel arzusunu gidermek

  • “hak için kurban, ev için sızgıt” kesilen kurbandan fakirlere dağıtmamak

  • “hallaç osuruğu gibi araya gitmek”

  • “hamama gidenin tası Keybad’a gidenin tokucu” ( Keybad : Keykubat Gölü,  tokuç: tokaç  eskiden Keykubat Gölünde kadınlar tokaçla çamaşır yıkarlardı.) herkesin tefine göre oynayan

  • “hamına hasına bakmamak”  iyisine, kötüsüne bakmamak

  • “Hasan, götüne kabak asan” kendi aleyhinde davranış ve konuşmalarda bulunan

  • “haşhaş yemiş gibi hış hış yığılmak” takatsiz kalmak

  • “hayrinen içeri almak” herhangi bir aksilikle karşılaşmadan gelin kızı eve getirmek.

  • “hedaye gelmiş horoz gibi oturuyor” hiçbir iş yapmayanlar için kullanılır

  • “her biti bir pahla”  sinirinden çatlayacak duruma gelmek

  • “herifin derdi senedinen çek; avradın derdi pastayınan kek”

  • “herkesin hıyarını eline ver; ister soysun yesin, ister soymadan yesin”

  • “herkes osuruğunu ayrı koklasın”  herkesin kârı – zararı kendine

  • “hıp diye oturmak”  sesini çıkaramaz hale gelmek

  • “hırıt çevirmek”  dalavere yapmak

  • “hışırdım gibi” çok fazla

  • “horantıyi dişirmesi, yemeği pişirmesinden zor” ev halkının döküntülerini toplamak, yemek yapmaktan zordur

  • “hoş kiş etmek”  kavga için kızdırmak

  • “hökke kadısı” 

  • “ıbrık konuşur emzik konuşur”   büyük konuşur, küçük konuşur

  • “ılkı kesilmek”   takati kalmamak

  • “ıngılıpta kalmak”  sallantıda kalmak

  • “ındıl ıkış yollar yokuş”  çok yavaş

İ

 

  • “ilâan bizim, kazan bizim; gel yatalım gelin kızım”  iş bizim, aceleye gerek yok

  • “ipipallah sivri külah” hiçbir şeyi olmayan

  • “ikindiden sonra dükkân açmak”     bir işi yapmak için geç kalmak

  • “iki eliyle bir s.kini doğrultamamak”     imkânına rağmen bir işi becerememek

  • “iki paralık kibrit al da derdine yan”

  • “ilmi bir olmak” işbirlikçiliği yapmak

  • “inciğine ötürmek” takati kalmayacak derecede zayıflamak

  • “inceeelek yukası” kadınlar için, çok ince ve kibar

  • “incesini ipe, yoğununu çöpe dizmek” iyisini kötüsünü ayırt etmek

  • “ipiyinen kuşağı, s.kiyinen daşşağı”     hiçbir bağlantısı olamayan, tek başına

  • “ipinin kıvrığı çözülmek” düzeni bozulmak

  • “işi gıdağında olmak” işi yolunda olmak

  • “itin arka bacağı” sevilmeyen, dalavereci biri için kullanılır

  • “it girse kuyruğu dışarıda kalır” çok küçük bir yer

  • “it osurdukça yalan söylemek” çok sık yalan söylemek

  • “ivit ivit ivitlemek”     inceden inceye araştırmak

  • “iyi olsaydı adını elma armut koyarlardı; er deyince eriyeceksin”

K

  • “kallangup yakalamak” ansızın yakalanmak

  • “kanı içine akmak” derdini  başkalarıyla paylaşmamak

  • “kara takım”     kibarlık taslamayan

  • “karın bu kadar çok yağıp da könesin av alacağını ne bileyim” (könes = hareketsiz, hantal köpek)

  • “karınan kayıp olmak” çabucak kaybolmak

  • “karıncayı uydurup belini incitmemek” 

  • “karıncadan kavmi çıktı, osurmadan canı çıktı”

  • “kavara çekmek”   sesli yellenmek

  • “kaynanasını uydurmayan Ermeni olmaz ama, Agop da bokunu çıkardı”

  • “kemiğini siftitmez” başkalarının hiçbir şekilde kendisinden faydalanmasına izin vermez

  • “kendi başını şüddetmek”  başkalarına muhtaç olmadan kendi kendini idare etmek

  • “kerkinip kerkinip bir bok yiyememek” bir işe başlayıp, sonuç alamamak

  • “kınaya gel, düğüne gel; arada bir de çeyiz altına gel”   boşu boşuna git gel

  • “kırış eşeğim kırış, edeceğin kaç kuruş”     kibirlenenler için kullanılır

  • “kıyımsızlık etmek”     sarf etmeye kıyamamak

  • “kiki gibi beklemek”     başından ayrılmamak

  • “kitkidi kırılmak”     hevesi kırılmak

  • “konulan düzāāda (düzey) durmak”     hiçbir değişikliğe uğramamak

  • “koyversem pekmez dökülecek, koyvermesem götüm s.kilecek” sonu, her şekilde zararla bitecek olaylarda söylenir.

  • “kuşu yumuş tutmak”   erkekler için, cinsel aktivitesi yerinde olmak 

 

L

  • “lafın yanına iki de cıngırdak takmak”  sözü dallandırıp budaklandırmak

  • “lâllenip güllenmek”    süslenmek

  • “lüllülüm koparmak”   figan etmek

M

  • “mahal almaz”  uygun olmaz

  • “manı manı oynatmak”   burnuna kıl ip takıp oynatmak

  • “mas mas bakmak”    anlamayan nazarlarla bakmak

  • “maymana çalmak”  oyalanmak

  • “mıhçıtın dolmak” bir çok işi bir arada yapmaya çalışmak

  • “mozalak gibi”    küçük ve tostoparlak

  • “mucurlunun uydurduğu  kurda dönmek”


N

  • “nallı katır” edepsiz kadın

  • “ne benden sana bazlama, ne senden bana közleme”

  • “ne kapıyı bastırıyor, ne dünürü küstürüyor”

  • “ne söyler ne sırıtır, kanını iliğini kurutur”  surat asıp oturanlar için söylenir

  • “ne Zennecioğlu’nun parası biter, ne hac yolu kapanır” parası olan aynı şeyi yeniden yapar

O

  • “o değelden”     ilgilenmiyormuş gibi

  • “on parmağımızı mum diye yaksak yaranamıyoruz”

  • “orta tallanın gunduru buğdayı” her zaman değerli olmak

  • “orospu kasığında yatmış”

  • “osurgan göte arpa ekmeği bahane”  yapılan bir hata için bahane ileri sürenler için söylenir

  • “osuruğa niye pis kokuyorsun demişler; arkadaşım bok demiş”

  • “osuruğu cinli” her şeye sinirlenen

  • “osuruğuna sapan taşıyla yetişilmez” çok abartılı konuşanlar için kullanılır

  • “oşkişlemek”     birbirine karşı tarafları kızıştırmak

  • “oşukçuluk etmek”     yaltakçılık yapmak

Ö

  • “ödü sıtmak”     çok korkmak

  • “öksüz kızın a.ına güvendiği gibi güvenmek”     hiçbir iş yapmadan başkalarına güvenerek oturmak

  • “ölü evinin kapısı açık durur”

  • “öneeelik etmek” aksilik çıkarmak

  • “ören arpası gibi” cılız ve uzun boylu

  • “öve öve öküz edip boynuzunu dokuz etmek”     çok abartmak

  • “özür gizir etmek” özür dilemek

 


P

  • “paçalarını bağla, namus akıyor”     kendinde olmayan erdemleri var gibi gösterenler için

  • “parpılamak”     yanan pamukla yarayı dağlamak

  • “pehli kuyruk” eti budu yerinde, şişman

  • “peren peren olmak”     darmadağınık olmak

  • “peygamber değiliz ki ümmet kayırak” kimseye arka çıkacak durumumuz yok

  • “pıyır pıyır yaş dökmek” sessizce ağlamak

  • “pisik gibi olmak”     kedi gibi uysal olmak

  • “piyasaya almamak”     değer vermemek

  • “pöçüne boranı bas” kızını vermemekte direnen aileler için söylenir.

S 

  • “sabun firtiği gibi” ufak tefek, ele avuca sığmayan

  • “safra sındırmak” açlığı gidermek

  • “sal şekeri gibi” loğusa şekeri gibi kalın ve büyük

  • “Salur camızı gibi”  (bayanlar için) iriyarı ve gürbüz

  • “samur diye sarıldığı it kuyruğu çıktı”  umduğunu bulamadı

  • “santır s.kin tohumu”     ahmak

  • “sapı silik” kişiliksiz

  • “sasık yerde ot, budalada göt” kilolu ve vurdum duymaz

  • “savatı bozuk” görünümü düzgün değil

  • “seme (sersem) s.kin tohumu”  sersem, aklı kıt

  • “sen donunu çekerken, eller uçkurunu bağlıyordu”     sen daha yeni ayıkıyorsun

  • “sıçmadık yerini yakasında bırakmak” her türlü hakaret dolu söz söylemek

  • “sırtı gicişmek”dayağı hak edecek davranışta bulunmak

  • “sırtına elenti gelmek” üşüyor gibi olmak

  • “sıtkı sıyrılmak” herhangi bir iş veya kişiden nefret eder olmak

  • “siddin çalsın sen oyna” hiçbir sorunun yok; bundan sonra ne yapsan boş

  • “s.ke sürtüm aklı yok” aklıyla hareket etmeyen

  • “s.kinde mavi boncuk mu var ?” çok mu kıymetlisin ?

  • “s.kmediği eşeğin kürtününü doğrultmaz”     çıkar sağlamadığı hiçbir işe el atmaz

  • “sini ketesi gibi” eli yüzü parlak ve kıymetli kadın

  • “sonradan gelme soğan pürü” kadının ileri yaşta doğurduğu çocuk

  • “soyunduğu yerden giyinmek” başladığı işi bitirmek

  • “sözünü piyasaya almamak”     sözüne değer vermemek

  • “sözü sekaltıdan yukarıya çıkmamak”sözü geçmemek

  • “sözü şirelendirmek”     ballandıra ballandıra anlatmak

  • “sucuğu sarkmak”      erkeğin cinsel iştahının kabarması

  • “sulu köyde duruyok, susuz ölüyok” her şeyimiz var ama yararlanamıyoruz

  • “süzme torba yoğurdu gibi”     beyaz tenli, güzel, ağırbaşlı bayanlar için kullanılır

Ş

  • “şalvarı harıldar, kursağı guruldar”    giyimi kuşamı yerinde amma, meteliksiz

  • “şarıkkanlık etmek”    şımarıklık, taşkınlık etmek

  • “şatillilik etmek” çok bilmişlik etmek

  • “şebik çalmak” alkışlamak

  • “şemşamer mezhepli” dönek

  • “şıkıňňalık etmek”     hoppalık etmek

  • “şikarı ne” değeri ne

 

T

  • “tabanı yanmış it gibi dolanmak” hiç durmadan gezmek

  • “tandırı harlı, köseğisi zollu” karı – kocanın cinsel yönden istekli olması

  • “tellim terazi” derli toplu

  • “tepesine çökmek” ırzına geçmek

  • “tinkosluk etmek” en ufak şeyden alınmak

  • “tomballak aşmak”  takla atmak

  • “türlü tefarik”    çeşit türlü


U

  • “uçtum akıllı”     her şeye heveslenen

  • “udu altında kalmamak” iyilik, hediye veya minnet borcu olmamak

  • “un çuvalı gibi vurdukça tozmak”     ısrar ettikçe saklı parasını ortaya çıkarmak

  • “uyku semesi”  uyku sersemliği

  • “uyuz uykusuna yatmak” çok uyumak

Ü

  • “üllüz eşek”     zayıf ve güçsüz

  • “üstüne elenti gelmek” hafif üşümekten dolayı ürpermek

V

  • “vaň vaň vaňılamak”     bar bar bağırmak

  • “vardığın Dobara(Nevşehir’in köyü), yediğin sarı kabak” övünenler için söylenir

  • “var mı bana tek atan” bana sataşacak var mı, (meydan okuma)

  • “vayvasıl kopmak”     kavga, niza’ çıkarmak

  • “veran eve taş atar gibi yiyor.” aç insanın lokmaları çiğnemeden çabuk çabuk yemesi

  • “vık diye gitmek” aniden ölmek

  • “vırı gelmek”     gücenip küsmek

  • “vıt vıtçı” lafçı

  • “vodur vodur ötmek” kendi kendine “sokranmak” söylenmek

 

Y 

  • “yağannısı ekmek tahtası, göğsü cirit tallası” sırtı ve göğsü geniş olanlar

  • “yāmır olsa yaş görmez, döğüş olsa daş görmez”     her türlü tehlikeden uzak

  • “yamsıla yamsıla gitmek”     aksayarak yürümek

  • “yānış yunuş” doğru olmayan, yanlış

  • “yarım öğüt yarığına, bütün öğüt büzüğüne”     uyarıları dikkate almayan

  • “yayan yalbırdak”     çıplak ayakla

  • “yazı çavdarı gibi”     ince ve uzun kişiler için söylenir

  • “yedin dişin, sıçtın küllük gördü”

  • “yele gidenin yengesi”  her şeye heveslenen

  • “yerden yanını yele vermemek”ikide birde düşenler için söylenir

  • “yetergâhı olmamak” eşi benzeri bulunmamak

  • “yıkık değirmende kırk yıl eğleşmek” gittiği bir yerden çabuk dönmemek, oyalanmak

  • “yılan kırkan”  hiç olmadık yerden çıkar sağlamaya çalışan

  • “yırtılan bekmezci Bekir’in yakası”     zararı görecek başkası

  • “yol sıra gidip, çay sıra geri gelmek” hiçbir işi becerememek

  • “yüreği cığ etmek”    içi bir tuhaf olmak

  • “yüreği gâvur kapısı gibi dööölmek” heyecan veya korkudan yüreği kuvvetle çarpmak

  • “yüreği gitmek”  ishal olmak

  • “yüreği karışmak”midesi bozulmak

  • “yüzüne çemkirmek”     azarlamak

  • “yüzünün yumşaklığından donunun ağı kurumamak”     uysal olmasından dolayı her türlü angaryayı yüklenmek

 


Z

  • “zabın düşmek”  parasız kalmak

  • “zambur zumbur söylemek”     saçma sapan ve mantıksız konuşmak

  • “zavır vermek”  gözdağı verip, korkutmak

  • “zor ile zongurdamak” gönülsüz ve istemeden yapılan işler

  • “Zennecioğlu’nun hamam parasını verecek adam mıyım” zenginin masrafını karşılayacak kadar paralı değilim

  • “ziv diye savuşmak”  haber vermeden uzaklaşmak

bottom of page