top of page

Kayseri'de Unutulmayan Olaylar

 

ERMENÄ° OLAYLARI  (GÄ°ZÄ°K DURAN) :

 

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu döneminden baÅŸlayarak, Türk toprakları üzerinde müstakil bir Ermeni devleti kurmak isteyen Ermeniler, Rusya, Ä°ngiltere ve Fransa’nın desteÄŸi ile asırlar boyu birlikte yaÅŸadıkları Türk ve Müslüman ahaliye akıllara durgunluk verecek baskı ve iÅŸkenceler yapıyor, bir de üstelik Türklerin kendilerine zulmettiklerini, soykırımına gittikleri yolunda tamamen yalan haberleri dünyaya yayıyorlardı.

 

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun önemli merkezlerinden biri olan Kayseri ve çevresinde Ermeniler 1880 li yıllarda baÅŸlayan komitacılık faaliyetlerini gün geçtikçe artırıyorlardı. Ermeniler her tarafta olduÄŸu gibi, Kayseri'de de mühim komite merkezleri kurmuÅŸlardı. Bu komiteyi kuran ve yönetenlerin büyük bir kısmı Amerika’ya gitmiÅŸ ve oradan, komitecilere silah ve bomba teminine baÅŸlamışlardı. Kayseri Ermenilerinden bazıları, bomba yapımı eÄŸitimi için Amerika’ya çaÄŸrılıyor ve eÄŸitimlerinin sonunda yenide Kayseri'ye dönerek bomba imaline baÅŸlıyorlardı. 29 Ocak 1914 tarihinde bomba yapımını öÄŸrenerek Amerika’dan gelen Kiygork adlı Ermeninin, Develideki evinde, yapmakta olduÄŸu bomba elinde patladı. Patlama olayı ile ilgili aramalar sonucunda, Kayseri'de, doksandan fazla bomba, dinamit ve diÄŸer patlayıcı maddelerle, dört yüzden fazla savaÅŸ silahı, bir çok mavzer tabancaları ve rovelverler bulundu. Åžubat 1914, Mart ve Mayıs 1915 tarihlerinde Develi’deki aramalar sırasında da on bir bomba ve çok sayıda harp silahı ele geçirildi. Bu aramalar sırasında bir çok kongre beyannameleri ve talimatlar da ele geçirildi. Yurt dışında yetiÅŸtirilen elemanlarca desteklenen ve örgütlenen “Hınçak Komitası”nın Kayseri’de köylere varıncaya kadar teÅŸkilatlarını kurdukları, bir taraftan silah ve cephane stoklarını yaparken, diÄŸer taraftan bomba imaline baÅŸlayıp, isyan planlarına son ÅŸeklini verdikleri bu belgelerden anlaşılıyordu. 

 

Bu arada hunharca davranışlarını sergilemekten geri kalmıyorlardı “birkaç aylık bebekleri kaynar suda haÅŸlayıp, annelerine, iÅŸte kuzu eti yiyin diyorlar; genç – ihtiyar, kadın – erkek  ve çocukların gözlerini oyuyor, organlarını kesiyor, derilerini yüzüyorlardı.”  Develi çevresinde yoÄŸunlaÅŸan Ermeni vahÅŸetini, Yalpurluzade Gafur Efendi’nin eÅŸi Develili Åžehit Melek Hanım, bohçasından çıkan uzunca bir destanında :


Meydan kazanı kurdular
Bebekleri kaynattılar
Gün görmedik hanımları
Süngü ile oynattılar
Amir memur demeyerek
Hep bir ipe bağladılar
Bekir oÄŸlu Dede AÄŸa’yı

Demir ile dağladılar
Kapı kapı geziyorlar
İfadeyi yazıyorlar
DüÅŸman başına vermesin
OÄŸlak gibi yüzüyorlar

​

diyerek dile getirmiÅŸtir.

 

Ermenilerin insanlık dışı faaliyetleri Kayseri’de de sürüyordu. Bir Cuma namazı sırasında camilere bomba konulacağı haberi, kavga eden Ermeni ve Türk iki çocuktan, Ermeni’nin “Göreceksiniz, Cuma günü hepinizi camilerde öldüreceÄŸiz” demesiyle ortaya çıkmış, suikast giriÅŸiminin elebaÅŸlarından olan KuyumcuoÄŸlu, CamcıoÄŸlu ve MarkisoÄŸlu gibiler adli makamlarca idama mahkum edilmiÅŸlerdir.

 

Birinci Dünya Savaşı sırasında Develi civarında Ermeni mezaliminin artması üzerine, aslen Kozan’ın Cumhurlu köyünden olan Gizik Duran, Ermenileri destekler görünerek aralarına girmiÅŸ, daha sonra da kurmuÅŸ olduÄŸu 30 – 40 kiÅŸilik bir çete ile Ermenilere karşı savaÅŸmıştır.

 

Birinci Dünya Savaşı sırasında, Ermenilerin yurt genelinde giriÅŸtikleri katliamlar karşısında 24 Nisan 1915 de “Tehcir Kanunu” çıkartılmış ve böylece Türklerin rahat yaÅŸamaları saÄŸlanmıştır.

​

YEŞİLHİSAR OLAYLARI :

 

1957 seçimlerinde Kayseri / YeÅŸilhisar ilçesinden, CHP'ye, DP'den daha fazla oy çıkması nedeniyle, ilçede iki parti sempatizanları arasında zaman zaman sürtüÅŸmeler oluyordu. 16 Åžubat 1960 tarihinde CHP ilçe baÅŸkanı Mustafa Ünal, Åžehir Kulübünde, çıkan bir kavga sonucu silahını boÅŸaltınca tevkif edildi.
24 Åžubat 1960 tarihinde çıkan olaylarda DP ve CHP den bazı kiÅŸiler nezarete alındılar. DP liderin kısa bir süre sonra, CHP li Mehmet Bozkurt’un akÅŸama doÄŸru serbest bırakılmasından sonra, Bozkurt, bir kahvehanenin önünde ceketini çıkartıp : “Bakın beni bu hale getirdiler” diye bağırmasıyla toplanan halkı dağıtmak amacıyla polisler silah kullandı. Bunun yanı sıra, Kaymakam Nuri Erdem, bir jandarmanın süngülü silahını alıp kalabalığın üzerine yürüyünce olaylar büyümüÅŸ ve 56 kiÅŸi tutuklanmıştır.

 

CHP lideri Ä°smet Ä°nönü, 3 Nisan 1960 tarihinde, hem Kayseri’de yapılacak CHP Genel Kurul toplantısında, hem de olayları yerinde incelemek amacıyla Kayseri’ye ve oradan da YeÅŸilhisar’a gitme kararını almıştı. Bu haber üzerine, o zamanki CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar, o sıralarda Ä°stanbul’da bulunan BaÅŸbakan Adnan Menderes’e gönderdiÄŸi 28 Mart 1960 tarihli mektubunda:“....Hadise emsali gibi doÄŸrudan doÄŸruya CHP’nin tahrikinden ibarettir. Binlerce kiÅŸinin devlet otoritesine karşı, aÅŸiret zihniyetini temsil eden bir kıyam hareketidir. Adliyeye intikal eden davaların hiç biri neticelenmemiÅŸtir. Bu, hayretimin artmasına vesile teÅŸkil etmektedir... Adliye iÅŸlemiyor, matbuat hadiseleri tahrif ediyor... Ä°çinde bulunduÄŸumuz bu vaziyet, mes’elelerimizi halle kâfi deÄŸildir. Daha kat’î kararlar almak zarureti karşısında olduÄŸumuzu görüyorum...” Adnan Menderes de aynı tarihli cevabi mektubunda: “YeÅŸilhisar hadiseleri ve buna benzer diÄŸer hadiseler CHP’nin bir ihtilâl teÅŸebbüsünü, hiç deÄŸilse bir hadise ve kargaÅŸalık çıkartmak gayretini sarih olarak göstermektedir...", "... bin kiÅŸi civarında bir halkçının, Hükümet Konağını basmak ve savcıyı dövmek ve öldürmek teÅŸebbüsüne geçtiklerinin ve bu âsî kitlenin Hükümet konağına girmelerinin, bir tesadüf eseri denilecek ÅŸekilde zorla önlenmiÅŸ olduÄŸunu ve bu YeÅŸilhisar’da bir müddet nizamın tamamı ile muhtel olarak anarÅŸinin hakim olduÄŸunu ve bu arada bir takım elîm hadiseler cereyan ettiÄŸini....”  söylemiÅŸ ve ÅŸiddetli tedbirlerin lüzumunu iÅŸaret etmiÅŸtir.

 

Ä°lgili kiÅŸilerle yaptığı görüÅŸmelerden sonra Adnan Menderes, Kayseri Valisi Ahmet Kınık’tan “Toplantı ve Gösteri YürüyüÅŸleri Kanunu” gereÄŸince hareket edilerek, Ä°nönü’nün Kayseri’de kalabalık halk kitlesi tarafından karşılanmasına mani olunmasını istemiÅŸtir. Bunun üzerine Vali Ahmet Kınık, Kayseri Milletvekilleri ile yaptığı istiÅŸârî toplantıda, adı geçen kanunun tatbik edilmemesini, Ä°nönü’nün, bir misafir gibi karşılanması hususunda mutabakata varılınca, durumu BaÅŸbakan Menderes’e bildirmiÅŸtir.

 

Daha sonra Ä°çiÅŸleri Bakanı Dr. Namık Gedik, Kayseri Valisine telefonla: “CHP Ä°l Ä°dare Heyetini toplayıp,kongrenin talik edildiÄŸini ve Ä°nönü’nün Kayseri’ye gelmemesinin kendisine tebliÄŸ edilmesini” söylemiÅŸtir. Vali, kararı CHP Ä°l Ä°dare Kurulu’na tebliÄŸ etmiÅŸ ve Ä°nönü’ye telle bildirmiÅŸtir. Ä°nönü, 2 Nisan 1960 tarihli cevabi telgrafında : “Milletvekili ve parti baÅŸkanı ve kanunlara hürmetkâr bir vatandaÅŸ olarak Kayseri’ye hareket ediyorum. Orada hadiseleri yerinde müÅŸahede ve tetkik etmeye mecburum.” demiÅŸtir.


Ä°nönü’nün cevabını ve motorlu trenle hareket edeceÄŸini öÄŸrenen Menderes ve Gedik, olaylar çıkması ihtimali karşısında trenin Kayseri’ye sokulmamasını, Himmeddede istasyonunda durdurulması için emir vermiÅŸ ve Millî Emniyet BaÅŸmüfettiÅŸi Aziz Ronabar’la, Emniyet Genel Müdürü Cemal Göktan’ı bu iÅŸle görevlendirmiÅŸlerdir.

 

Ä°nönü Himmeddede’ye geldiÄŸi zaman, Vali Ahmet Kınık, gönderdiÄŸi tebliÄŸde “Toplantı ve Gösteri YürüyüÅŸleri Kanunu”nun mer’iyyette bulunduÄŸunu ve eksiksiz tatbik edileceÄŸini belirterek “... tahrik politikanızın ÅŸiarı olan bir çok Halk Partililer, Hükümet Konağını basmaya kadar cür’etlerini ileri götürmüÅŸ oldukları halde, bunu yine bermutat aksine çevirerek, suçluları masum, masumları suçlu göstermek taaddisine teÅŸebbüsten çekinmiyorsunuz... Partizan idareden mevzuubahs olunacaksa, bu idare tarzı, zaman-ı devletinize ait olsa gerek..” diyordu.

 

Vali Muavini Åžükrü KenanoÄŸlu, Valinin bu mesajını Ä°nönü’ye verirken “Kayseri’ye gitmesini mahzurlu olduÄŸundan, Ankara’ya avdet etmesini” de rica etmiÅŸ, fakat Ä°nönü, örfi idare ilan edilmedikçe bu emre itaat etmeyeceÄŸini bildirmiÅŸtir.

 

Himmeddede istasyonunda 173 dakika bekletilen trenin, BaÅŸbakan Menderes’in muvafakati ile Kayseri’ye girmesine müsaade edilmiÅŸtir. Kayseri’de bir gece kalan Ä°nönü ve arkadaÅŸlarının ertesi gün YeÅŸilhisar’a hareket edeceklerinin öÄŸrenilmesi üzerine Vali Kınık, 5. Yurtiçi Bölge Komutanı General Kemal Çakın’a bir yazı göndererek, CHP ekibinin Ä°ncesu’dan ileriye geçmemesinin, vilayetçe alınan tedbirler meyânında bulunduÄŸunu bildirmiÅŸtir. Bunun üzerine General Kemal Çakın, Ankara ve Kayseri’den, Ä°ncesu yönüne hiçbir insan ve vasıta geçirilmemesi için barikat kurdurmuÅŸ ve birliklerine kesin emir vermiÅŸtir.

 

Buna raÄŸmen, Ä°ncesu’ya kadar giden Ä°nönü ve beraberindekilerin, YeÅŸilhisar’a geçmeleri, askerî birliklerce önlenmek istenmiÅŸse de, Ä°nönü, birinci barikatı yaya olarak geçmiÅŸ, ancak askerî birliklerce kapalı yolun açılması için, milletvekillerinin yaptığı teÅŸebbüslerin sonucunu beklemek zorunda kalmıştır.


Ä°ncesu Belediye binasında bulunan General Çakın, Emniyet Genel Müdürü Cemal Göktan’la birlikte Vali Ahmet Kınık’ın yanına çıkan ve sıralar Sivas Milletvekili olan Prof. Dr. Turhan FeyzioÄŸlu : “seyahat haklarının bu ÅŸekilde tahdit edilmesinin Anayasaya mugayir olduÄŸunu” hatırlatmış ve Valinin “istifa etmesini” istemiÅŸtir.

 

Ancak Vali Ahmet Kınık istifa etmemiÅŸ; milletvekillerinin, “bir gün sonra meclisin açılacağından bahisle, Ankara’ya avdet etmek istedikleri ve teÅŸrii görevlerinin ifasına mânî olunmasına” mütedair yazıp verdikleri dilekçenin altına Vali : “Ürgüp tariki ile gidilebilir” meÅŸruhatını vermiÅŸtir.
Ä°smet Ä°nönü ve arkadaÅŸları da, YeÅŸilhisar’a giremeden Ürgüp ve Göreme üzerinden Ankara’ya dönmüÅŸlerdir.

 

Bu olaylardan dolayı, Kayseri Valisi Ahmet Kınık, 5. Yurtiçi Komutanı General Kemal Çakın ve Emniyet Genel Müdürü Cemal Göktan da, Kayseri Milletvekilleriyle birlikte, 27 Mayıs 1960 ihtilalinin hemen ardından, Yassıada’da sorguya çekilerek tevkif edilmiÅŸ, bilahare dosyaları (Anayasayı ihlâl davası) ile birleÅŸtirilmiÅŸtir.

Kayseri ValiliÄŸi 1950 - 1955

KARA SÄ°NEK SATIN ALINMASI:

 

1954 yılında Kayseri, haddinden fazla kara sinek istilasına maruz kalmıştı. Belediyenin yapmış olduÄŸu ilaçlı mücadeleden olumlu bir netice alınamıyordu. Kayseri Belediyesi’nin yetkilileri bir araya gelerek buna çözüm aradılar ve dünya tarihinde ilk defa gerçekleÅŸtirilen bir uygulamayı hayata geçirdiler.


Belediye SaÄŸlık MüdürlüÄŸü’nün denetiminde “Sinek Satınalma TeÅŸkilâtı” kuruldu. Bu teÅŸkilata sinek alımı için 30.000 (otuzbin) TL. ödenek ayrıldı. Kilosu 30 (otuz) TL. sinek alınacağı halka duyuruldu. ÇeÅŸitli yollarla halkın toplayıp getirdiÄŸi kara sinekler, tartılarak parası kiÅŸilere ödendi. 

 

Toplanan sinekler, varillere doldurularak, hamamların külhanlarında yakılmak suretiyle imha edildi. Bu uygulama, amacına ulaÅŸmış ve uzun yıllar, Kayseri’de kara sinek sorun olmaktan çıkmıştır. 

bottom of page