
Yekta YILDIZ
Kayseri'deki Kilise ve Manastırlar
ANDRONİKE KİLİSESİ:
Talas’a bağlı Endürlük köyündedir. 1835 yılında yapılmıştır. Kitabesinden, Celepoğlu H. Murat Kalfa tarafından yapıldığı anlaşılıyor. Kubbesi yıkılan kilisenin iç kısmında sütunlar ve fresklere rastlanmaktadır.
SURP KRIKOR LUSOVOVİÇ KİLİSESİ :
Kayseri'nin, Ermeni kilisesi tarihindeki önemi, Aziz Krikor’un büyüdüğü eğitim ve öğretim gördüğü ve ayrıca Hıristiyanlığı kabul ettiği bir yer olmasından kaynaklanmaktadır. M.S. 250 yılında şehrin nüfusu 400.000 civarında idi.
Aziz Krikor, dördüncü yüzyılın başlarında, Ermenistan kralı Trdat’a Hıristiyanlığı kabul ettirdikten sonra, Kayseri kilisesinde papazlığa atanmıştır. M.S. 373 yılına kadar tüm katolikosların takdis edildiği yer Kayseri Ermeni kilisesi idi.
Anadolu’nun en büyük Ermeni kiliselerinden biridir. Kayseri Setenönü semtinde bulunan bu kilise 1091 yılında yaptırılmıştır. Daha sonraları bu kilise yıkılmış ve yerine 1856 yılında şimdiki kilise inşa edilmiştir. Etrafındaki binalarda daha eski tarihler yazılıdır ki, bu da hali hazırdaki kilisenin yerinde daha önce bir ibadethane bulunduğunun ifadesidir. Bu kilisenin bir benzeri sadece Kudüs’te bulunmaktadır. Kurulduğundan beri Ermeni vatandaşların ibadetine açık olan bu kilise, 1977 yılında Ermeni din görevlilerinin Kayseri’den ayrılmaları üzerine geçici olarak ibadete kapatılmıştır. Aradan 20 yıl geçtikten sonra, 1997 yılında onarılarak yeniden ayinlere açılan kilisede, Haziran ayında, Türkiye ve dünya Ermenilerinden Kayseri’ye gelenler büyük bir ayin düzenlemektedirler. Bu restorasyonda kilisenin içi yeniden restore edilerek atlarların yaldızı yenilenmiştir.
Kilise, etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir avlunun içerisinde bulunmaktadır. Duvarların iç kısmında çatısız bir çok oda bulunmaktadır. Bugün, birçoğu metruk ve bakımsız olan odaların bir kısmında bekçi ve ailesi oturmaktadır.
Kilisenin tasarımı, neftli ve ili geçitli dikdörtgen bazilikadan ibarettir. Kilisenin içinde altı tane bağımsız sütun yer almaktadır. Bunların dördü, alınlı kubbeyi taşır. Bizans sonrası Rum kiliselerinden etkilenen Ermeni kiliselerinin dışında bu kilisede kuzey ve güney cephelerinden çıkan dikdörtgen kanatlar, zemin planına haç şekli vermektedir. Bu da diğer Ermeni kiliselerinde farklılık gösterir.
Kilisenin üç giriş kapısı vardır: Güney cephesi tarafında bulunan, merdivenle çıkılan, kilisenin içindeki galeriye giden ve bu gün kullanılmayan iki kapının haricinde, asıl giriş kapısı batı yönündeki kapıdır. Bu kapının üzerinde sundurma vazifesi gören büyük bir çan kulesi yer alır.
Kilisenin batı ucunda büyük bir galeri vardır ki, muhtemelen bayanlara ayrılan yerdir. Galerinin ahşap zemini, ibadet edenlerin seccadelerini koymaya yarayabilecek dikdörtgenlere ayrılmış ve numaralandırılmıştır.
Sütunların dışında, içerisinin tamamı, sanatsal olmayan Avrupai, Türk ve Ermeni motifleriyle süslenmiş sıvayla kaplanmıştır. Kubbenin bingilerinde, aziz Mateos – Markos – Lukas ve Yahya’nın vasıfları resmedilmiştir. Nef ve geçidin her biri, atlar bulunduran birer apsistle biter. Bu çok süslü atlarlar, yaldızlı ahşap ve alçı ile pırıl pırıl parlarlar. Her biri bir resim içerir. Bu resimler, 19.yy. asıllarının yerine yapılmış daha yeni eserlerdir. Kuzey altarındaki resim en ilgincidir. Aziz Krikor’a gelen vahyi anlatır. Her biri alevli haçla tepelenmiş, başlıkları bulut, gövdeleri ateş dört adet sütun, bir taht ve İsa’nın ilâhi ışık ile parlayan çarmıhı ile tepelenmiş buluttan kubbeyi destekleyen kemerleri taşır. Ressam, resimdeki bu hayal ile Ermeni kiliselerinin geleneksel kubbeli şekli arasında açık bir bağlantı kurmuştur.

YANARTAŞ KİLİSESİ :
Kayseri’nin Gesi bucağının eski adı Darsayak olan Kayabağ köyündedir. 1837 yılında yapılan bu Rum kilisesi, altı sütun üzerine oturan kemerli bir revakla, dikdörtgen şeklindeki ana bölümden oluşmaktadır. Rumların yöreyi terk etmesiyle kullanılmayan kilise zamanla bir hayli tahrip olmuştur.
AYAPERVER MANASTIRI :
Talas ilçesine bağlı Zincidere köyünde Rumlardan kalma manastırdır.